Ne zaman bir
arkadaşım 4 ya da 5 yaşındaki çocuğunun okumayı söktüğünü söylese hep aynı
yanıtı veriyorum:
S: Neden
öğrettin?
X: Yoo,
kendi kendine öğrendi.
S: Tamam
vahiy inmiş demek ki:)
Bir çocuk
üstün zekalı değilse, kendi kendine öğrenmiş ihtimali ne sizce?
“0”
Ha evet,
kurban olduklarımız, doğurduklarımızın hepsi üstün tabii :)
En güzelini
ben yarattım hissinin kaynağının nereden geldiğini az çok biliyorum. Ancak şunu
da biliyorum, sevgili kreş öğretmenleri, sevgili anne babalar erken çocukluk
dönemi için çok büyük yanlış yapıyorsunuz.
Mesela Susan
Striker harfleri öğrettiğiniz anda çocuğun tüm yaratıcılığını bitirdiğinizi
söyler Çocuklarda Sanat Eğitimi adlı kitabında. Hoş bu ülkede sanatçı yetişmesi
kimin umurunda orası tartışılır, var olanlara değer vermez iken…
Ben işin
yaratıcılık kısmında da değilim, sadece çocuklarla çok uzun süre oyun oynayan
bir kişiyim. Tüm okuduklarımı bir kenara bırakıyorum, sadece izliyorum onları.
Ne görüyorum biliyor musunuz?
Çocukların
ilk olarak duygusal/sosyal becerileri gelişir, ardından bilişsel gelişimleri
tamamlanır. Öğreterek kaç yerde hata
yapıyorsunuz tekrar madde madde sayıyorum:
· Yaratıcılığı
baltaladınız.
Gelişim
aşamasını atlatmaya çalıştınız.
· Oyun
ihtiyacını elinden aldınız.
· Merak
duygusunu öldürdünüz.
Hiç vakti
gelmeden kelebek çıkartılır mı kozasından?
4-5 yaş
çocuklarında gözlemlediğim kadarıyla,harfleri sormaya başlıyorlar, isimlerini
yazmaya çok hevesliler. Bunu gören aileler çocuklarının farklı olduğunu ve bu
alanda yeteneği olduğunu düşünmeye başlıyorlar, 5 yıldır bu yaş grubuyla
çalışıyorum. Kitaplarla büyümüş bir çocukluğa sahip ise bu ilgi çok normal ve
çok sağlıklı bir gelişim aşaması, yani bu yetenek hepsinde var. Ancak ailelerin bu alanda yaptıkları en büyük
hata, ilgiyi görünce oldukça heyecanlanıp çocuğu bilgi bombardımanına usul usul
tutmaları oluyor. Böylece çizdiği çizgilerin benzetmelerin yerini alabilecek diğer özgün olan her şeyi yok etmiş oluyorsunuz. (Bu dediğim Montessori felsefesi ile tamamen aykırı.)
Yapılan
çalışmalar zaten okuma yazmayı öğrenmiş olsa da çocukların ilkokulda eşitleneceğini
söylüyor üstelik. Ee bu durumda elde ne var?
Her gün en
az 1 saat daha az oyun, şişirilen anne baba egosu, maşallah bizimki söktü
okumayı. Aferin canım, aferin.