Türkiye'de bulunan ekoller
Yurt dışında yaygınlaşmaya başlayan waldorf okulları, demokratik okullar, orman ana okulları, hümanistik okullar Türkiye'de henüz çok yeni ya da yok. Montessori akımı bu ekoller arasında en popüler olanlardan birisi, en azından Türkiye için durum böyle. Montessori maliyetli bir eğitim sistemi aslında, günlük yaşam materyalleri hariç diğer tüm materyalleri oldukça pahalı. Peki diğer ekoller değil de neden montessori ülkemizde popüler? Ya da neden diğer ekoller yok denecek kadar az sorusundan başlayalım. Bunun bence bir kaç nedeni var, waldorf veya orman anaokullarının ülkemizde bir ya da iki tane oluşunun nedeni, okulun kurulumu için büyük yüz ölçümlerine ihtiyaç duyulması. Bu genel olarak kurum sahiplerinin altından kalkamayacakları bir maliyet oluşturuyor. Sanıyorum ailelerin beklentisi de bu yönde değil, çocuğum ormanın içinde koştursun demek yerine, sınıfta otursun ve bir şeyler öğrensin diyen aile çok. Benim bir anne ve bir eğitimci olarak, beklentim tam tersi, çocuğun ormanda koşup oynamasını, sınıfta oturmasına yeğlerim. E bir de üşütür, ya düşer kafasını kırarsa vs gibi Türk annelik modeli var. Ya da ben size çocuğumu parkta koşturun diye mi yolluyorum sorusu var mesela :) Kirlenmenin sadece yazın olması gerektiğine inanan çoğunluğu da başka bir yazıda anlatalım.
Demokratik okulların Türkiye'de neden bir elin parmağı kadar bile olmadığının sorusu ise başka bir yazının konusu olsun, çünkü cidden çok uzun. Ama özetle çocuğun kendini savunmasını bile 'sus cevap verme' olarak gören bir toplumuz.
Demokratik okulların Türkiye'de neden bir elin parmağı kadar bile olmadığının sorusu ise başka bir yazının konusu olsun, çünkü cidden çok uzun. Ama özetle çocuğun kendini savunmasını bile 'sus cevap verme' olarak gören bir toplumuz.
Montessori neden ülkemizde popüler sorusunun yanıtı ise, genellikle bir sınıf ortamında bu işin altından kalkılabileceği inancı. Bazı montessori okullarında bahçeler bile çok yetersiz oysa. Ama yine de kurumlar barbunya ayıklatıyoruz e bak bizde montessori uyguluyoruz diye aileleri ikna edebiliyor. Felsefenin özü, düzenli bir çevrede, çocuğa sunulan materyallerle aslında çocuğun kendi kişiliğini inşa etmesidir. Montessori sınıfında en önemli nokta, öğrencilerin başında bulunan eğitmenin, eğitmenlik rolünden ziyade gözlemci ve rehber oluşudur. Montessori okullarında ya da atölyelerinde elbette montessori materyalleri ve nitelikli öğretmenler olmalı, ancak okulun genel olarak yüklendiği felsefe bunun da ötesinde olmalı. Montessori akımında, kendime en yakın hissettiğim kısmı kültürel çeşitlilik kısmı. Çocuklara, barış dilinin hakim olduğu, törenlerinde resmi tarih anlayışının dışına çıkan, çok kültürlülüğü destekleyen bir program sunan bir kurum, bu anlamda materyaller kadar önemli ve gerekli. Çağımızın sorunu, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için aynı oysa. Kendimiz gibi olmayanı farklı kılmak, ondan uzak durup onu ötekileştirmek ve onu azınlık hale getirmek. Çocuklarımıza emanet edeceğimiz dünya, daha barış dolu bir dünya olmalı konusunda hemfikir isek, gelin çok kültürlülüğe destek olalım. Biz, Atlas'ın Atölyesi olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Ayda bir ya da iki kez, kozmik eğitim kapsamında başka bir ülkede neler var, ne yeyip içerler, nerede yaşarlar, nasıl konuşurlar buna değiniyoruz. Bizim gibi olmayana, hep beraber saygı duyuyoruz. Bekleriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder