5 Ocak 2016 Salı

Ben Atölyeye Gelen Çocukları Öpmüyorum Neden Mi?

Geçen hafta sosyal medyada yer alan üvey anne vahşetini duymuşsunuzdur, 10 saniye kadar izleyebildim, devamını getiremedim. On saniyeye rağmen günlerce olayın etkisinde kaldım. Bu olay bizim haberdar olduğumuz, işittiğimizdi, peki ya duymadıklarımız, duyup da ses çıkarmadıklarımız/çıkaramadıklarımız ne olacaktı?

Çocuk istismarı geniş bir kavram, duygusal, fiziksel, cinsel istismar ve ihmal olarak ele alınıyor.
Duygusal İstismar: Çocuğa küsme, onunla alay etme, tehdit etme, etiketlemeleri içeriyor.
Fiziksel İstismar:Vurma, ısırma, boğma, üzerinde sigara söndürme gibi zarar verici davranışları içeriyor.
Cinsel İstismar: Ensest ilişki, çocuğu çıplak izleme, oral temas ve dokunma cinsel istismar kapsamındadır.
İhmal: Çocuğa güvenli ortam sağlamamak, yemek su gibi temel ihtiyaçlarını karşılamamak gibi zararlı davranışları içermektedir.
Hepimizin en çok korktuğu cinsel şiddete karşı ne yapmalıyız?


Çocuklarımızı Nasıl Korumalıyız?

Geçen hafta gelen iki danışanım da, çocuklarının gittikleri okullarda öpülmelerinden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Çocuklar öpülmek istemiyormuş, öğretmenleri sıkıştırıyormuş. Böyle yazınca ne kadar garip geliyor kulağa öyle değil mi? Ne var ki bunda diyenleri de duyuyorum sanki. Masum bir sarılma, kanı kaynamış işte mi...
Bu durum ne yazık ki bu kadar masum değil.
Türk milleti olarak çocukları çok seviyoruz ama maalesef aynı oranda saygı duymuyoruz. Onların bedenlerine de kimliklerine de çoğunlukla saygı duymuyoruz. "Annecim amcan o, bir makas alsın niye kaçıyorsun, a bu çocuk da iyice yabani oldu, öp teyzesi sen ona bakma" cümlelerini o kadar sıklıkla duyuyorum ki. Buna sürekli maruz kalan çocuk bir süre sonra bunu normalleştiriyor ve istismara uğradığında bunu anlaması güçleşiyor.

Howard N Snyder'ın 2000 yılında yaptığı araştırmaya göre cinsel istismara uğramış çocukların %90'ı faillerini tanıyor. ( Araştırmanın linkini yazının sonunda paylaştım.) Bir başka deyişle çocuklar, yakınları ya da çevrelerindeki kişiler tarafından tacize uğruyor.

Ebeveyn olmak demek içinde sürekli bir endişe ile yaşamak demek sanırım, koruyup kollamak, pamuklara sarmak isterken yavrunu, öte yandan da özgürleşip kanatlanmasını izlemek istiyorsun.

Her an yanında olalım, hiçbir ortama sokmayalım, evden dışarı çıkarmayalım demek istemiyorum elbette, zaten bu sağlıklı da değil. Koşmaya, oynamaya, yaşıtlarıyla olmaya ihtiyacı var her çocuğun, evden dışarı çıkarmamak da istismar çünkü.

Ben atölyeye gelen çocukların elini sıkmak için elimi uzatırım reddetmez ise tokalaşır merhaba derim, onlar talep etmediği sürece sarılmam ve de öpmem, gerçekten sarılmak ya da öpmek istiyorsam önceden "Sana sarılabilir miyim ya da öpebilir miyim?" diye sorarım. İzin vermiyor ise asla sıkıştırmam ya da öpmem.

Siz sevgili ebeveynlere önerim, çocuklarınıza "Hayır istemiyorum" demeyi öğretin. Kendisini öpmek isteyenden hoşlanmıyor ise buna dur demeyi öğretin.


Çok yakın zamanda atölyede iç çamaşır kuralı ve mahramiyet eğitimi ile ilgili interaktif kitap okumamız olacak, gelebiliyorsanız lütfen çocuklarınızı alın ve gelin.. Gelemiyorsanız da lütfen konu hakkında bolca okuma yapıp onların anlayacağı dilde onlara anlatın.

Çocuklarımızın hep iyi insanlarla karşılaşması dileğimle,


Uzm. Psikolog Serap Alaca


http://www.bjs.gov/content/pub/pdf/saycrle.pdf


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder