4 Temmuz 2018 Çarşamba

Cinsel İstismarı Yok Edebilmek Mümkün Mü?


Cinsel istismarı yok edebilmenin mümkün olup olmadığını ben her cinsel istismar mağduru çocukla çalıştıktan sonra ya da her yetişkin terapisinden sonra düşünürüm.

Yetişkinlerle çalışırken neredeyse 10 kadından 6'sının, hatta bazen erkeklerin de çocukluğunda istismar yaşadığına şahit oluyorum. Duyduklarımız, dinlediklerimiz var, peki bilinçaltının unutmaya çalıştığı, sildiği, istismar edeni çok sevdiği için ya da korktuğu için gizli tuttuklarımız?

Cinsel istismar bu toprakların kaderi mi diye sorup duruyorum kendime. Son bir kaç gündür şahit olduğumuz haberler, ağlamaktan çocuğumuzu bile sevemediğimiz, düşünme yetimizi yitirmek üzere olduğumuz haberler. Bununla bitmesini umduğumuz, ama bitmeyeceğine adımız gibi emin olduğumuz...
Sosyal medya idam isteyenler ve istemeyenler olarak ikiye bölünmüş durumda. Tecavüze giden yoldaki engelleri yok etmedikten sonra kimi idam edeceksin? Bildiğini, duyduğunu idam ettin peki ya bilmediklerin, hasır altında kalanlar, korktukların, kabullenemediklerin, zihninin bile unutmaya çalıştıkları...

Ben başka bir soru üzerine düşünmenizi istiyorum. Bu ülke çocuk istismarında neden dünyada 3. sırada? Bunu çözmenin yolu nedir?
 Bunu başarabilmenin bence bir kaç adımı vardır, ilk önemli adımı cinsel eğitimdir, çocuklara 3 yaşından itibaren cinsel eğitim verilmelidir, her yıl artan bir kapsamla tatmin edici cinsel eğitim verilmelidir. Ama bir şey sormuyor ki diyemezsiniz cinsel eğitimde, dememeniz gerekir. O sormadan, o merak etmeden bilgiyi vermeniz gerekir, ki doğru bilgiyi bulmak adına yanlış yollara girmesin, kötü insanlarla karşılaşmasın, internette yolunu şaşırmasın. Bu okul öncesi dönemden başlayan eğitim, ergenlik döneminde daha da artmalı, cinsel yolla bulaşan hastalıkların bilgisini vermeli, istenmeyen gebeliklerden korunmanın yolları, bir bedene izinsiz dokunmanın yanlışlığı anlatılmalıdır.
İkinci adımı, kızlarla erkekleri ayırmamakla mümkündür, karşı cinsleri ayırmakla sağlıklı gelişime ket vurmuş olursunuz. Okul öncesi dönemde karı kocalık oyunu oynar çocuklar, ilkokulda kendi cinslerine yönelirler, ortaokulda ise karşı cinse karşı ( başka bir cinsel yönelim yoksa) yaklaşmaya, şakalaşmaya başlarlar. Bu flört gibi görülen ilk yakınlaşma, mesajlaşmalar ergenlerin yetişkinlikte sağlıklı bilgiler kurabilmeleri için kıymetli olandır.

Üçüncü adım, çocuğa hayır diyebilme özgürlüğünü sunmaktır, bedenine dair herhangi bir konuda zorlamamaktır. Yemek istemeyen bir çocuğa hayır doymadın sen diyerek de, giyinmek istemeyen bir çocuğa hayır üşüdün ben biliyorum hasta olacaksın, diyerek de, bedenine saygısızlık etmiş olursunuz. Ama en önemlisi izin almadan sarılmamak, öpmemek ile mümkündür. Seni öpebilir miyim demeden hiçbir yetişkinin çocuğu öpmemesi gerekir, kendi öz anne ve babasının bile, elbette öğretmenlerinin bile. Bu konuyla ilgili eski bir yazımın linkini de buraya ekliyorum.

http://atlasinatolyesi.blogspot.com/2016/01/ben-atolyeye-gelen-cocuklar-opmuyorum.html


Dördüncü adım ise birlikteliklerdeki cinsel yaşamın kalitesini arttırmak için belediyelerin yetişkinlere ücretsiz cinsel terapi hizmeti sunmaları, birliktelikleri iyileştirmeleridir. Cinsellik en temel içgüdülerdendir. Bu içgüdüyü bastırmadan, cinsel oyunları partnerler yaşayabildiği sürece, hem yakınlaşmış, hem de toplumun daha huzurlu bir üyesi haline gelirler.

Çok Freudyen bakış açısına sahip gibi gözükebilirim ama bir ilişkiyi kurtarabilmenin en önemli adımı cinsel birlikteliğin kalitesini arttırmaktır. Cinsel ilişkiyi partneriyle yaşayamayan kişi, sağlıksız ilişkiler kurmaya eğilim gösterecek, bunu sesini çıkartmayacak, en kolayındaki kişiler üzerinde deneyecektir. (Hayvana tecavüz, çocuklara tecavüz, kadınlara tecavüz, vb.) (Birliktelikler cinsel temel üzerine dayanmadıklarında sarsılmaya mahkumdur. )


Çocuklar ve ergenler için doğru cinsel eğitim nasıl olmalı diye ücretsiz seminerler veriyorum, meslektaşlarımı da bu alanda kamuoyu oluşturmak adına ücretsiz seminerler vermeye davet ediyorum.

Uzm. Psk. Serap Karaöz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder